İstanbul'un Kenan Mahallesi'nde, bir genç kızın erkek arkadaşıyla yaşadığı mutfak tartışması, kan donduran bir cinayetle sonuçlandı. Olay, geçtiğimiz hafta sonu gerçekleşti. İddiaya göre, 23 yaşındaki Derya, erkek arkadaşı Ahmet ile birlikte mutfakta yemek yapma konusunda fikir ayrılığı yaşadı. “Senin yerin mutfak” diyen Ahmet, Derya'nın öfkesini kabartmıştı. Kısa bir süre içerisinde, tartışmanın dozu yükseldi ve içki etkisiyle daha da alevlendi.
Derya'nın erkek arkadaşı Ahmet ile sözlü olarak tartışması, birkaç dakika içinde fiziksel bir kavgaya dönüştü. Kızın "Bu benim hayatım ve kendime ait bir alanım var,” demesi üzerine sinirlenen Ahmet, genç kadına fiziksel şiddet uyguladı. Derya, darp edildikten sonra yaşadığı bu travmatik anın üzerine, durumu daha da kötüleştirecek bir karar aldı. Ahmet, Derya'nın cinsel özgürlüğüne müdahale ettiğini iddia ederek, "Mutfak senin yerin, burada olmalısın," söylemiyle durumu iyice gerginleştirdi. Derya, bu söylenmelerini bir hakaret olarak gördü ve kendisini savunmaya çalıştı.
Kısa süre içinde Derya sabrını kaybetti ve arkadaşına karşı korkunç bir saldırı planladı. Mutfak dolabında bulunan benzin ile hazırladığı saldırı planını uygulamaya karar verdi. Gece yarısı, Ahmet'in uyumasını fırsat bilerek benzin döküp ateşe verdi. Korkunç olay sonucunda Ahmet, ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldı ancak tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
Olayın ardından Derya, gözaltına alındı ve ifadesinde Ahmet'in kendisine sürekli fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını ifade etti. Mahkeme süreci devam ederken, çevredeki vatandaşlar da olayla ilgili tepkilerini dile getirdi. “Mutfak bir alan değil, bir yaşam alanıdır. İlişkilerde şiddeti asla kabul edemeyiz,” diyen komşular, cinsiyet eşitliği ve bakım yükümlülükleri üzerinde önemle durulması gerektiğini belirtti. Uzmanlar, bu tür durumların sadece kadına yönelik değil, erkekler arasında da yaşanabileceği konusunda uyarılarda bulunarak dikkat çekti.
Olay, sosyal medyada büyük yankı buldu ve kullanıcılar arasında tartışmalara neden oldu. “İlişkilerdeki iletişim bozuklukları bu noktaya varamaz,” diyen bazı kullanıcılar, sorunların diyalogla çözülmesi gerektiğinin altını çizerken bazıları ise erkeklerin cinsiyet rolleri üzerinden kadınlara uyguladığı tahakkümün tehlikelerinin farkında olmaları gerektiğini vurguladı. Derya'nın psikolojik durumuna ve yaşadığı travmaya dikkat çeken yorumlar sosyal medyada bir kampanyaya dönüştü.
Bu trajik cinayet davası, hem toplumsal cinsiyet eşitsizliğine hem de ilişki dinamiklerine dair önemli bir tartışma başlattı. Olay hakkında daha fazla detay ortaya çıktıkça, toplumsal duyarlılığın arttığı, şiddeti önleyici önlemler ve psikolojik destek hizmetlerinin daha fazla önem taşıdığı bir ortamın gerekliliği düşünüldü.
Gözler şimdi, mahkeme sürecine yöneldi. Derya'nın akıbeti ve olayın neden olduğu toplumsal yansımalar dikkatle izleniyor. Gelecek günlerde benzer olayların tekrarlanmaması için ilişkilerde şiddeti önleyici önlemlerin alınması ve eğitimlerin şart olduğu düşünülüyor.
Bu üzücü olay, şiddetin her türlüsüne karşı toplumsal bir bilinç geliştirilmesi gerekliliğini bir kez daha gözler önüne sererken, genç çiftlere sağlıklı bir iletişim kurmanın ne denli önemli olduğunu hatırlatmaktadır. Eşitlik, saygı ve sevgi temelli ilişkilerin toplumda daha yaygın olmasını sağlamak hepimizin sorumluluğu.