İstanbul'da bulunan bir özel hastanenin, olası bir depreme karşı dayanıklılığını artırmak amacıyla gerekli mühendislik çalışmalarının tamamlandığı ve resmi olarak deprem mührü aldığı bildirildi. Ancak hastane ile ilgili bazı iddialar, bu sürecin sorgulanmasına yol açtı. Kaynaklara göre, deprem sertifikasını almak için yapılan inşaat sürecinde perde betonlarının kesildiği öne sürülüyor. Bu durum, hastanenin güvenliği hakkında endişeleri artırmış durumda.
Özel hastanenin yetkilileri, yapıların depreme karşı dayanıklılığını sağlamak için yapılan çeşitli testlerden başarıyla geçtiğini belirtti. Türkiye, sık sık meydana gelen depremler nedeniyle sağlık sektöründe de yapıların güvenlik standartlarını yükseltme çabaları içindedir. Bu bağlamda, hastanenin departmanları, uluslararası standartlara uygun mühendislik hesaplamaları yaparak, mümkün olan en yüksek standardı hedeflediklerini ifade etti.
Ancak, hastane çevresinde yapılan bazı açıklamalar ve sosyal medya üzerindeki paylaşımlar, yapılan çalışmaların çok da şeffaf bir şekilde gerçekleşmediğini iddia ediyor. Her ne kadar hastane yönetimi, deprem mührünü aldığını ve bu sertifika ile güvenlik standartlarının artırıldığını savunsa da, dışarıdan gelen eleştiriler dikkat çekiyor. Bu eleştirilerin merkezinde ise "perde betonlarının kesildiği" iddiaları var.
Perde betonları, bir yapının sarsıntıya karşı dayanıklılığını artıran kritik unsurlardır. Uzmanlar, bu yapı elemanlarının kesilmesinin, bina güvenliğini ciddi şekilde tehdit edebileceğini belirtiyor. Bir hastane gibi acil hizmet veren bir yapıda, bu tür bir durumun mümkün olan en düşük seviyeye indirilmesi gerektiği vurgulanmaktadır. İnşaat mühendisi olan Ali Yıldız, "Perde betonlarının kesilmesi, yapının neticede daha az güvenli olacağı anlamına gelir. Deprem gibi doğal felakette, bu tür eksiklikler can kaybına bile yol açabilir." şeklinde uyarıyor.
Bunun yanı sıra, hastanenin sertifikasyon sürecinin ve inşaat aşamasının denetlenip denetlenmediği de merak ediliyor. Çeşitli uzmanlar, denetim mekanizmalarının yeterince sıkı olmadığını ve bu tür ihmal ve hataların önüne geçilmesi konusunda acil önlemlerin alınması gerektiğini savunuyor. Hastane yönetimi bu iddialara karşı sessiz kalırken, yetkili kurumların da konuyla ilgili resmi bir açıklama yapması bekleniyor.
İstanbul’daki bu olay, sadece bireysel bir hastaneyi değil, genel olarak Türkiye'deki inşaat sektörünü de tartışmaya açmış durumda. İnsan hayatı açısından son derece önemli olan sağlık altyapılarının güvenliği için, mühendislik standartlarının yeniden gözden geçirilmesi ve şeffaf bir denetim sürecinin sağlanması gerektiği vurgulanıyor.
Sonuç olarak, İstanbul'daki özel hastanenin deprem mührü alması sevindirici bir gelişme olarak değerlendirilse de, perde betonlarıyla ilgili ortaya atılan iddialar, bu durumun güvenilirliğini sorgulatıyor. Uzmanların önerileri doğrultusunda, inşaat projelerinin bir an önce denetim altına alınması ve güvenli yapıların inşasında şeffaflık sağlanması gerektiği açıktır.