Son dönemde Türkiye ekonomisinde yaşanan gelişmeler, ekonomiye olan güvenin arttığını gösteriyor. 2023 yılının son çeyreğine girerken, hem bireysel tüketiciler hem de şirketler arasında ekonomiye duyulan güven, yıllık bazda önemli bir yükseliş kaydetti. Ekonomik güven endeksi, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine dayalı olarak, artan yatırım iştahı ve tüketim harcamalarının artmasıyla birlikte yukarı yönlü bir trend sergilemeye başladı. Ancak bu güven artışının sürekliliği ve dayanıklılığı, önümüzdeki dönemde ekonomik göstergelere bağlı olarak şekillenecek.
Ekonomik güven endeksi, bir ülkedeki tüketicilerin ve iş dünyasının ekonomik duruma olan bakış açısını ölçen bir göstergedir. Bu endeks, ekonomik büyüme, istihdam, enflasyon ve genel ekonomik iktidar gibi unsurların birleşimi üzerinden değerlendirilir. Tüketicilerin ve işletmelerin geleceğe dair beklentileri, ekonomi üzerinde büyük bir etki yaratabilir. Eğer tüketiciler ve işletmeler gelecekteki ekonomik durumdan umutluysa, harcamalarını artırır ve yatırım yaparlar. Bu durum ekonomik büyümeyi desteklerken, güvenin azalması ise tasarruf eğilimini artırarak, ekonomik durgunluğa yol açabilir.
2023 yılı itibarıyla, Türkiye'de ekonomik güven endeksi geçmiş yıllara göre ciddi bir artış göstermiştir. Özellikle üçüncü çeyrek itibarıyla yapılan araştırmalar, tüketicilerin, belirli tüketim artikellerine ve konut yatırımlarına olan güvenlerinin yeniden yükseldiğini ortaya koymaktadır. Tüketici güven endeksi, bir önceki aya kıyasla %8,4 oranında artarak 79,4 seviyesine çıkmıştır. Bu artış, piyasa oyuncularının makroekonomik koşullara dair daha olumlu bir perspektif geliştirmesine zemin açıyor.
Şirketlerin yatırım kararlarında da benzer bir güven artışı gözlemlenmektedir. İşletmeler, artan tüketici talebi ile birlikte üretim kapasitelerini artırma kararı almaktadır. 2023 yılı üçüncü çeyrek raporları, Türkiye'deki sanayicilerin %65'inin önümüzdeki aylarda yatırımlarını artırmayı planladığını göstermektedir. Bu durum, sektörel büyümeyi destekleyecek ve istihdam artışını da beraberinde getirecektir.
Ekonomi uzmanları, bu güven artışının yalnızca kısa vadeli bir durum olmadığını ve hükümetin almış olduğu ekonomik tedbirler ile küresel piyasalardaki olumlu gelişmelerin bu ilerlemedeki rolünü vurgulamaktadır. Özellikle döviz kurlarının stabil hale gelmesi ve enflasyonun kontrol altına alınması, tüketici ve yatırımcı güveninin pekişmesine katkı sağlamaktadır.
Özellikle, Türkiye'nin dış ticaretinde meydana gelen olumlu gelişmeler ve ihracatta kaydedilen artışlar da istihdam yaratma potansiyelini güçlendirmektedir. Bu noktada, Türkiye'nin stratejik öneme sahip birçok sektördeki ihracat artışları, ekonomik güven artışını destekleyen önemli faktörlerden biridir.
Ancak, yukarıda belirtilen olumlu verilerin sürmesi için bazı zorlukların aşılması gereklidir. Enflasyon oranlarının dengelenmesi, faiz politikalarının güncellenmesi ve yabancı yatırımların teşvik edilmesi, sürdürülebilir bir ekonomik güven ortamı için kritik öneme sahiptir. Hükümetin yatırımcı güvenini artırmaya yönelik adımlar atması ve ekonomik reformları hızlandırması, bu güvenin devamlılığı açısından gereklidir.
Sonuç olarak, Türkiye’de ekonomiye olan güvenin artması, piyasa dinamiklerini olumlu yönde etkilemektedir. Ekonomik büyümenin desteklenmesi, istihdamın artırılması ve yatırımların teşvik edilmesi noktasında atılacak her adım, bu güvenin sürdürülebilirliğini sağlayacaktır. Gelecek dönemde, ekonomik güvenin hangi seviyede kalacağı ve ne tür gelişmelerin yaşanacağı merakla bekleniyor.