İstanbul'un tarihi sokaklarından birinde, 10 metrekarelik minik bir dükkanda zamana tanıklık eden saatlerin revizyonu yapılıyor. Usta saatçi Mehmet Yılmaz, yıllardır alışılagelmişin dışında bir anlayışla, eski ve yeni birçok saati onarıyor ve onların tarihine sahip çıkıyor. Her bir saat, yıllar içerisinde yaşanan anların bir parçası, belleklerin canlanmasına yardımcı olan bir nesne olarak önümüzde duruyor. Peki, bu küçük dükkanda neler yaşanıyor ve ustası kimdir? İşte detaylar!
Mehmet Yılmaz, çocukluğundan beri saatlere özel bir ilgi duyuyordu. Henüz 10 yaşında, ailesindeki eski bir saati tamir etmeye çalışırken bu mesleği seçmeye karar verdi. O günden bugüne tam 30 yıl geçti; yıllar içinde doğru teknikler ve bilgiyle donanarak, birçok saati onarıp restore etti. Mehmet Usta, sadece bir saat tamircisi değil, aynı zamanda bir tarih mirasçısı. Her tamirinde, sadece mekanizmanın değil, aynı zamanda saatin öyküsünü de yeniden hayata döndürüyor.
Usta, dükkanının kapısını açarken bir yudum sıcak çayı eline alıyor, eski bir saat sesiyle bir günde kimlerin kapısını çalacağını düşünüyor. Müşterilerinin birçoğu, sadece saati onartmak için değil, aynı zamanda onun bilgi ve deneyimini dinlemek amacıyla da geliyorlar. Her saat, aynı zamanda bir hikaye anlatıyor; kimi zaman bir aşk hikayesinin, kimi zaman ise bir ailenin geçmişine ait detayların taşıyıcısı oluyor. Müşterileri ile koyu sohbetlere dalan Yılmaz, her saatin bir geçmişi olduğunu ve bunu onarmanın kendisi için bir sorumluluk olduğunu belirtiyor.
Mehmet Usta'nın dükkânında çalıştığı saatin tamiri, yalnızca bir mekanizmanın yeniden işlevsel hale getirilmesi değil; aynı zamanda ona yeniden bir hayat vermek anlamına geliyor. Dükkanında, 19. yüzyıla ait duvar saatlerinden, 1980'lerin popüler saatlerine kadar pek çok farklı zaman diliminden parça bulunabiliyor. Yılmaz, saatlerin sadece işlevlerine göre değil, aynı zamanda estetik ve tarihsel değerlerine göre de onarıldığını söylüyor. Her bir saat büyüsünü kaybetmeden onarılarak, kullanıcılarına geçmişin sıcaklığını ve nostaljisini hissettiriyor.
Usta saatçi, 'Eski bir saatin tamiri, ona yeniden hayat vermekten fazlası. Bu saatler, zamanın akışında insanlarla birlikte var oldular. Her birinin bir anısı, bir hikayesi var. Bu nedenledir ki, onları tamir etmek, bana büyük bir tatmin duygusu veriyor' diyerek bu işin ruhunu bizlere aktarıyor.
Usta Yılmaz’ın dükkanında geçirdiğimiz zaman, yalnızca saatlerin tamiriyle sınırlı değil. Burada saatlerin ötesinde, insan hikayelerine tanıklık ediyoruz. Müşterilerinin güvenini kazanmış bir isim olan Mehmet Usta, her tamirde saatlerin mekanik yapılarına karşı duyduğu derin bir saygıyı dile getiriyor ve bu sektörde geçirdiği yıllar boyunca, her eserinin kendine özgü bir ruh taşıdığını vurguluyor.
Sonuç olarak, Mehmet Yılmaz, 10 metrekarelik bu küçük dükkanında sadece saat tamir etmekle kalmıyor; geçmişle bugün arasında köprü kuruyor. Tarihe tanıklık etmiş eserler, ustalığıyla yeniden hayat buluyor ve insanların anılarına bağlanıyor. İnsanlar, yalnızca bir saat tamiri için değil, aynı zamanda geçmişe dair kaybettikleri duyguları yeniden yaşamak için onun kapısını çalıyor. Mehmet Usta’nın duruşu ve çalışması, zamanın nasıl geçse de resminin asla silinmeyeceğine dair bir hatırlatıcı olarak kalıyor ve yeniden değer kazandığı her saatle birlikte zamana yolculuk etmeye devam ediyor.